Grafit, gayet yumuşak, dokunumu yağsı ve ince levhalar halinde bükülme özelliğine sahip, bir karbon mineralidir. Sertliği 1, yoğunluğu 2’dir. Rengi siyah ve gri, çizgi rengi kül renginde ve yağlıcadır. Doğada; kristal, pul ve “amorf” diye tanımlanan şekilleri mevcut olup, en iyi formu kristal grafittir ve tenörü en yüksek olanıdır.
Doğada daha ziyade metamorfik zonlarda şistler ve mermerlerle birlikte ve magmatik kayaçların yakınlarında bulunmakta ve daha ziyade rejiyonal metamorfizma alanlarında daha geniş rezervlere ve yüksek tenörlere sahip olabilmektedirler. Grafitin doğadaki yatak şekilleri; fillon, damar, adese, bazen de dissemine şekildedir. Sadece Rusya’da cevherleşme, dayk şeklinde magmatik olarak teşekkül etmiştir.
Grafit, karbonun üç ana allotropik şekillerinden biri olup, yatay tabakalar şeklinde oluşmuştur ve kullanım alanı hayli fazlacadır. Ülkemizde tenörü düşük bir kaç grafit yatağı mevcut olup, her geçen gün bu yataklara değişik özelliklerde, farklı yatakların da eklendiği izlenmektedir. Son yıllarda bazı demir çelik üretimi yapan fabrikalarımızın da önemli ihtiyaçlarından biri olan grafit elektrotlarının ithal edilmesi durumu, grafitin önemini daha da arttırmıştır. Bu potaların yerli hammaddeye dayandırılarak, üretimlerinin Türkiye’de de yapılabilmesi, gerek döviz kaybımızı önleme, gerekse demir ve çeliğin üretiminin zamana göre çok önemli olabileceği özelliğinden dolayı, bu üretim organlarını dışa bağımlı kalmaktan kurtarmamız açısından önemlidir.
Grafit, dünyada, teknolojinin gelişmesiyle birlikte, hızla kullanılan ve günümüz teknolojisinin vazgeçilemeyen bir endüstri hammaddesi olmuştur. II. Dünya savaşından önce 200-250 bin ton olan dünya üretiminin son senelerde 800 bin tona ulaşması, ülkemizin grafit ihtiyacının gittikçe bariz bir şekilde artması ve örneğin A.B.D.’de 1979 yılında 60 bin ton civarında olan grafit ihtiyacının 2100 yılında 100 binlerce ton civarına ulaşacağının beklenmesi de grafit ihtiyacının teknoloji gelişimiyle paralel olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemizdeki grafit ihtiyacının karşılanabilmesi ve ilave potansiyelin ortaya çıkarılabilmesi için mevcut potansiyelin vakit geçirilmeksizin uygun bir teknoloji geliştirilmek suretiyle işletilmeye açılması zorunludur.
Üretim yapılan cevherlerin grafitleşme durumları daha ziyade X ışınları, reflektans ölçen fotomultiplierli mikroskoplar ve H/C oranlarının tesbitiyle saptanabilmekte, tenörleri de, bunlardan olumlu rapor alınması durumunda, “sabit karbon” yüzdelerinin tesbit edilmesi ile ortaya konabilmektedir. Numunenin grafit olup olmadığını saptamadan, sabit karbon yüzdesinin tesbiti ve böylece yorumlara gitmek hatalıdır. Bu gün işletilmekte olan gerçek grafitin yüzde reflektans değerleri % 6,5 ‘tan büyük olup, H/C oranları da 0,15 ‘ten küçüktür ve bu özellikte olan grafit yataklarının sabit karbon oranları da % 1,5 ile % 30 arasında değişmektedir. Tabii ki bunlardan daha yüksek tenöre sahip yataklar da mevcuttur.
Özellikleri nedeni ile, grafitin kullanım alanları çok geniştir. Yumuşaklığı nedeniyle, kurşun kalem yapımı ve hareketli metal aksamlarının yağlanması işlemlerinde, ateşe ve asitlere karşı dayanıklığı nedeniyle de döküm ve refrakter sanayiinde, pota ve laboratuvar malzemeleri imalinde kullanılır. Siyah renkli ateşe dayanıklı boyalar da genellikle grafitten yapılır. İyi elektrik iletkenliği dolayısı ile elektrod, motor fırçaları, pil çubukları ve elektronik aletlerin imalinde kullanılmaktadır. Grafit ayrıca lastik, araba balataları, kibrit ve motor yağlarında katkı malzemesi olarak ta kullanılmaktadır.
Türkiye’de grafiti ham olarak tüketen sanayi dalları kurşun kalem ve döküm sanayiidir. Boya yapımcıları ve demir çelik fabrikaları ithal grafit ve ürünlerini kullanmaktadırlar. Döküm sanayiinde kullanılan grafitte % 60 – 70 oranında sabit karbon istenilmektedir. Kurşun kalem sanayiinde ise bu oran % 95 in üzerindedir. Grafit, sentetik olarak ta yapılabilmektedir. Petrol kok’u veya antrasit agglomeraları elektrik fırınlarında 4000 °C de ısıtılarak yapay grafit elde edilir. Kalsine petrol kokunun karbon içeriğinin çok yüksek olması yüzünden döküm fabrikalarında kullanımı çok sık olmakta bu da ucuz olduğu için yerli grafit üretimini etkilemektedir. Bazen grafit yerine, öğütülmüş kok da, döküm yüzeyleri için kullanılmaktadır. Molibden disülfidler de katı yağlayıcı vazifesi görebilmekte ama oksitleyici şartlara daha fazla duyarlılık göstermektedir.
Dünyada, grafit, kristal damar tipi, levhamsı veya “amorf” (taş içerisinde mikro kristalcikler halinde, dissemine durumda bulunmakta olan grafit) şekilde teşekkül etmekte ve bunlar genellikle yeraltı madenciliği, yalnız levhamsı grafitler bazen açık işletme metodları ile üretilmektedir. Grafit, ham cevher içerisinde % 20 – 30 oranına kadar çıkabilmektedir. % 5’ten aşağı grafit içeren yatakların işletilmesi genellikle ekonomik değildir.
İşletme yöntemi, genellikle cevherin bulunduğu yere ve grafit türüne göre değişmektedir. Grafit cevherinin zenginleştirilmesi ise, yatakların çok büyük değişiklikler göstermesi nedeni ile farklı metotlarla yapılır. El ile temizlemeden, boyutlandırmaya, ağır sıvı ayırımında yüzdürmeye ve hatta çok fazla saflığının gerektiği durumlarda, kimyasal saflaştırmaya kadar değişen çeşitli zenginleştirme yöntemleri uygulanabilmektedir. Ufalama yolu ile zenginleştirmede en büyük sorun, özellikle pulsu grafitin bu ufalanma sırasında boyutlarının küçülmesidir. Küçük boyutlu grafitin de fiyatı düşüktür. Amorf grafitte en büyük sorun kilden ayrılma veya grafit, kuvars ile beraber ise, öğütülme maliyetlerinin yüksek oluşudur.
Türkiyede üretilen amorf grafitin, günümüz Türkiye teknolojisi ve mevcut imkanlar ölçüsünde zenginleşebildiği en yüksek değer % 85 C (Kütahyada Karabacak Madencilik) içeren hale getirilebildiği, ancak cevherlerin özelliklerinden kaynaklanan nedenlerden ötürü daha ziyade % 70 lerde kaldığı, MTA Genel Müdürlüğü laboratuvarlarında deneysel olarak kanıtlanmıştır. Grafit zenginleştirmesinde sıvı olarak gazyağı kullanılarak siklon metodu ile daha başarılı olunabileceği belirtilmektedir. Daha yüksek değerlere ulaşabilmek için çalışmalar yapılmakta, ama maddi destek gerektirmektedir.
Bazı grafitlere, bazen kömür, bazende “Karni kömürü (yüksek oranda karbon içeren kok fırını ürünü)” veya kok kömürü katılarak piyasaya değişik özelliklerde, ama % C oranları nisbeten daha yüksek ürünler sunulmaktadır. Tabii ki bu ürünlerin aranan gerçek, doğal grafitle ilişkisi yoktur. Dünya’da grafit, kristal damar tipi veya amorf teşekkül olsun, genellikle yeraltı madenciliği ile üretilmektedir. Yaprak veya levhamsı şeklindekilerde ise bazen yüzeysel metotlar uygulanır.
Doğal grafit, tek başına veya diğer bazı malzemelerle, belirli oranlarda karıştırılıp, şekillendirmek suretiyle, çok geniş bir alanda kullanılmaktadır. Grafitin kullanılmasında “sabit karbon” veya “kül içeriği yüzdesi“, grafit’in saflığını belirleyen ve buna bağlı olarak kullanım alanlarının saptanmasına yardımcı olan parametrelerdir. En saf grafitin daha ziyade elektrik bataryalarında, kuru pillerde, çelik sanayii ve elektrometalurji sanayiinde, elektrik cihazlarındaki elektrodlarda, kalem yapımında ve atomik grafit olarak reaktörlerde kullanılmasına karşın, daha az saflıkta olan grafitler dökümcülükte (demir-çelik), boyacılıkta, refrakter kaplamalarda ve fırınlarda refrakter macunları yapımında, grafitli gres yağlarında ve daha bir çok alanda kullanılabilmektedir.
Genellikle grafitin kullanım alanına göre, şekli belirtilmez. Ancak pota gibi şekillendirilmiş refrakterlerin yapımında, daha üstün özellikleri nedeni ile, pul şeklindeki grafit türü; diğer tüketim alanlarında ise, ekonomik nedenlerinden ötürü, amorf yani küçük kristaller halinde, oluştuğu kayaç içerisinde dissemine halde bulunan grafit tercih edilmektedir. Bugün, bir çok alanda doğal grafit, yapay grafitle yer değiştirebilmektedir. Bunun en önemli nedeni, yüksek sıcaklığa dayanıklılığı ve doğal grafite göre, 2.500 °C sıcaklıkta daha az sünme özelliğine sahip oluşudur.
Yapay grafit en çok elektrod yapımında kullanılmakta, elektrodlar ise elektrik ve ergitme yapılan, hurda demiri de kullanabilen bazı demir çelik fabrikalarında kullanılmaktadır. Elektrod artıklarından ise çeliğe karbon verici olarak faydalanılmaktadır. Bu nedenle, elektrodlarda fiziksel özellikler yanında kimyasal olarak da, belli sınırların üzerinde empürite istenmemektedir. Yapay grafit üretimi sırasında empürite kontrolü kolaydır. Bu nedenle yüksek derecede saf yapay grafit, demirin, karbon oranını arttırmak gayesiyle de üretilmektedir.
Doğal grafit tek başına veya diğer bazı malzemelerle karıştırılıp, şekillendirilerek, sayılamayacak kadar çok geniş alanlarda kullanılmaktadır. Yağlayıcı olarak, elektrik sanayiinde, dökümcülükte, boyacılıkta, elektronik malzeme yapımında, izole tesislerinde, motorlarda, kurşun kalem yapımında ve daha birçok alanda grafitten yararlanır. En önemli kullanım alanı ise, çelik sanayii ve elektrometalurji sanayi’dir. Grafitin kullanım alanına göre, genellikle şekli belirtilmez. Ancak, pota gibi şekillendirilmiş refrakterlerin yapımında, daha üstün özellikleri nedeniyle, pul şeklindeki grafit türü, diğer metalurji uygulamalarında ise daha ucuz olmasından dolayı, amorf grafit tercih edilmektedir.
a) Makine Parçalarında Yağlayıcı Olarak
Kayganlığı, yumuşaklığı ve makine parçaları üzerinde uzun müddet yapışabilmesi özelliği nedeni ile, makine yataklarında yağlama maddesi olarak kullanılabilir. Bu alan için kullanılabilecek grafitin çok saf olması (en az % 95 grafitleşmiş karbon) ve kuvars gibi sert mineralleri içermemesi gerekir. Bu alan için en uygun grafit türü, şüphesiz pul şeklinde olanıdır. Grafit 0,1 – 1 mikron boyutuna öğütüldükten sonra, yağ, su, alkol veya bunlara benzer taşıyıcı bir sıvı içerisinde kolloid hale getirildikten sonra, makine parçasının istenen yerine iletilir. Taşıyıcı sıvının türüne bağlı olarak, grafit burada kuru veya yaş bir tabaka oluşturur. Kuru tip, fırın zincir ve arabalarında, motor silindirlerinde, deniz araçlarında ve kimyasal tesislerde; yaş tabaka türü ise, yüksek basınç altında, bilyeli yataklarda kullanılır.
b) Ergitme – Pota Endüstrisinde
Grafitin, dünya üretiminin hemen hemen yarısına yakın miktarı, bu alanda kullanılmaktadır. Grafitin ergime derecesi çok yüksek olduğundan (yaklaşık 4 000 °C), ısıya dayanıklıdır. Genleşme sabitesi çok düşük; mekanik yüklenmeye, kimyasal etkilenmeye ve sıcaklık değişimlerine karşı dayanıklılığı çok iyidir. Isıyı çok iyi iletmesi ve dış yüzeylerinin bir sıvının metali kavrayıp – tutmayacağı şekilde kaygan olması gibi nedenler de, özellikle döküm potaları için tercih edilen özellikler arasındadır. Bağlayıcı özellik kazandırmak için, ağırlığının yarısı kadar ateş kili veya kömür katranı; istenen özellikleri kazandırmak ve maliyeti düşürmek amacıyla da kum, ateş tuğlası ve asbest gibi ilaveler yapılır. Karışıma giren maddelerin oranı, kullanılış amacına göre değişir.
Pota için elverişli grafit türü, ince taneli (ortalama tane boyu 0,3 mm.), yoğunluğu fazla, kül ve kükürt içermeyen, yüksek tenörlü (% 85 veya daha fazla) grafitleşmiş karbon içerendir. Kül içerdiği takdirde, külün ergime derecesinin yüksek olması (çoğunlukla Sri – Lanka tipi) istenir.
Grafit kullanım alanları
Kullanma Amacı | Kullanıldığı Alanlar |
Refrakterlik | Refrakter Tuğlalar Döküm Boyaları Potalar Yatay Mufl Fırınları (Retort) Soba Boyaları Elektrodlar |
İletkenlik | Motor ve Jeneratör Fırçaları Pil Tozları Fren Astarları Elektrodlar Basım (Electro – Typing) Isı Değiştiricileri |
Karbon Verici | Karbon Yükseltici İzabe İşlemleri Nükleer Moderatörler (Nötron Yavaşlatıcılar) |
Yağlayıcılık
| Yağlayıcılar Motor ve Jeneratör Fırçaları Barut Cilası Lastikler Kurşun Kalemler Yataklar Tohum ve Gübre Kaplama Fren Astarları Piston Halkaları (Segmanlar) Motor Gömlekleri |
Kimyasal Asallık | Contalar Yapıştırıcılar Boyalar Refraktörler Pil Karbonları Döküm Boyaları Pas Temizleyiciler (Kazanlar) Soba Boyaları |
c) Döküm Sanayinde
% 40 – 60 grafitleşmiş karbon içeren grafit tozlarının, asıl kullanıldığı yerler dökümhanelerdir. Kil ve kumla karıştırmak suretiyle döküm kalıpları yapımında kullanılır. Bentonit veya olivin ile karıştırılıp, öğütülmüş kok kömürü tozu ve petrol koku, bu sanayi dalında grafiti ikame edebilmektedir.
d) Kurşun Kalem Ucu Yapımında
Kurşun kalem ucu, işlenmiş kaolen, bentonit ve grafit karışımından yapılır. Bu kullanıma en uygun grafit türü, ince taneli ve kompakt olanıdır. Yumuşaklığı nedeniyle, daha çok doğal grafit tercih edilir. Saflığının yüksekliği oranında, bu alandaki kıymeti artar. Düşük kaliteli kalem uçları için amorf grafit kullanılır. Her iki durumda da arzu edilen grafit türü, aşındırıcı madde (kuvars gibi) içermeyen ve % 96 oranında grafitleşmiş karbona sahip olandır.
e) Motor ve Jeneratör Fırçaları İmalinde
Bu malzemeler, yüksek sıcaklıktaki amorf veya damar türündeki doğal grafitten yapılır. Bu amaçla uygun grafitin grafitleşmiş karbon miktarı % 85’ten fazla olmalıdır. Grafit fırça yapımında, zift, katran veya reçine ile bağlanmış grafit ve metal tozları (bakır veya gümüş) kullanılır.
f) Grafitin Diğer Kullanım Alanları
Son senelerde kuru pil sanayiinde, bol miktarda grafit kullanılmaya başlanmıştır. Bunun için pul türü (levhamsı) ve grafit tozu en uygunu olup, en az % 85 grafitik karbon içermesi gereklidir. Grafit ayrıca uçak sanayiinde, belirli jet motoru parçaları ve uçak parçalarında, büyük ölçüde ağırlık azaltılması için grafit flamanla kuvvetlendirilmiş kompozit malzemeler kullanılır. Bu tür malzemeler aynı zamanda, spor malzemelerinde de kullanılmakta olup, otomobillerde kullanılabilirliği konusunda da araştırmalar yapılmaktadır.
Grafit, atom reaktörlerinde, ilaç üretiminde, metalurji sanayiinin çeşitli dallarında çok yönlü olarak kullanılmaktadır. Toz metalurjisinde, grafit, yatak malzemesi yapımında ve çelik imalinde, çeliğe, karbon sağlayıcı olarak iki ayrı amaçla kullanılır. Grafit, toz harman malzemenin sıkıştırılmak suretiyle şekillendirilmesi sırasında yağlayıcı olarak; bu materyalin sinterlenmesi sırasında ise, metal oksitleri indirgeyici olarak görev yapar. Demir – çelik üretiminde kullanılan grafit çok saf olmalıdır. Diğer bazı metallerin üretimindeki gerekli grafitin aynı derecede saf olması o kadar önemli olmayabilir. Grafitin saflığı, tane boyutu, boyut dağılımı ve nem durumu gibi faktörlerin değişimine bağlı olarak; aşınma ve sürtünmesi istenilen düzeyde, kendinden yağlı yataklar imal edilebilir. Bu sahada kullanılan grafitin türü ve saflığı konusında bir sınırlama yoktur.
Uluslararası Ticaret
Dünya grafit ticaretine konu olan miktar 320,000 ton civarındadır. Tablo 8’de dünya grafit ticaretini elinde bulunduran bazı ülkeler ve bu ülkelerin ürettikleri grafit ürün spesifikasyonları belirtilmektedir. Çin ve Madagaskar, dünya ticaretini elinde tutan en önemli grafit üreticileridir.
İthalat – İhracat
Bir çok ülke grafitini daha ziyade Çin, Madagaskar, Avusturya ve Almanya’dan almaktadır. Bazı ülkeler (Fransa, Avusturya, Japonya, Hollanda gibi) hiç hammaddesi olmaksızın dünya piyasalarına girer, hammaddeyi belirli ülkelerden temin edip, işleyerek veya ham olarak diğer ülkelere satış yapar.
Fiyatlar
Grafitler dünya piyasalarına;
a) Yumru Kristaller,
b) Kristal Pullar,
c) Amorf Tozlar,
d) 200 Mesh Öğütülmüş Tozlar
olarak sunulurlar ve böylece talep edilirler. Grafit ürünlerinin fiyatları, ürün türüne ve grafitleşmiş karbon içeriğine bağlı olarak, oldukça değişkendir. Aşağıda grafit ürünlerinin CIF İngiltere limanlarında teslim fiyatı 1985 – 1993 (Şubat ayı itibariyle) ve Mart 2000 yılları için verilmiştir.
- Dünya grafit fiyatları ($ / ton )
- Kaynak: Industrial Minerals
Mart 2000 tarihinde sentetik ve % 99,95 karbon içeren grafitin İsveç limanında teslim fiyatı (kilosu) 2,10 ABD doları’dır.
Doğal (“Tabii”) Grafit (1 ve 2 no’lu satırdakiler) ve grafit ürünleri (3,4,5 no’lu satırdakiler)’nin 2004 yılındaki ithalat alım birim fiyatlarıdır. Bir ülkenin mutlaka grafit üreticisi olması gerekli olmayıp, hammaddeyi dışarıdan alıp piyasada talep edilen ürün haline dönüştürdükten sonra arz etmesi ve fazlaca gelir elde etmesi mümkün olabilmektedir. Şüphesiz 3, 4, ve 5. satırlardaki ürün çeşidi ve kalitesi farklı olabilmekte, dolayısı ile de fiyatları değişebilmektedir (5. satırdaki Polonya ve Brezilya değerleri gibi).
Grafit GTİP Numaraları, Ülkeler ve İthalat 2004 Alım Fiyatları.
GTİP | Ürün Adı | Ülke | Ortalama Birim Fiyatı (ithalat) (US $) | |
1 | 250410000000 | Tabii Grafit; Toz veya Flokon Halinde | Çin Halk C. | 0,29 |
Kanada | 0,32 | |||
2 | 250490000000 | Tabii Grafit; diğer hallerde | Almanya | 14,66 |
İsveç | 6,53 | |||
3 | 681510900000 | Grafit / diğer karbondan eşya; diğer | İngiltere | 31,57 |
Fransa | 30,62 | |||
Çin Halk C. | 12,15 | |||
Almanya | 15,30 | |||
4 | 690290000011 | Karbon Blokları | Fransa | 20,28 |
İtalya | 2,15 | |||
İngiltere* | 15,6* | |||
5 | 690310000011 | Grafitten ateşe dayanıklı diğer seramik eşya (grafit oranı => % 50) | Brezilya | 21,43 |
Polonya | 2,60 | |||
Almanya* | 19,27* |
Not: 3, 4, 5 Grafit ürünleri’dir. *=ihracat değeridir. Kaynak: DİE Verileri (2005).
Çin gibi ülkelerden ucuz hammadde temin etmek ve gerek hammadde olarak, gerekse işleyerek katma değer ve katkı ürünlerini de katarak farklı hammadde de satarak ülke’ye katkılar sağlamak mümkündür. Bu değerleri ihracat ve ithalat değerlerimizden rahatça izleyebilmek mümkündür.
Türkiye’de Grafit
Türkiye’de grafit çalışmalarının, Maden Dairesi ve MTA Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, 1941 yılında başlamış ve 22’yi aşkın bölgede ekonomik değere sahip, az sayıda yatağın varlığı saptanmıştır. Bunlar, özellikle İnebolu – Abana, Yozgat – Akdağmadeni, Çığmış – Bandırma, Kütahya – Altıntaş – Oysu, Muğla – Milas, Adıyaman – Sincik, İzmir – Tire, İstanbul – Çatalca, Aydın – Germencik ve Artvin yörelerinde bulunmaktadır. Son yıllarda ülkemizde teknolojinin (MTA şartlarının) gelişmesiyle birlikte, yapılan grafit aramalarında kaliteli Balıkesir Susurluk iri kristalen grafiti, Adıyaman Sincik, ayrıca Konya Derbent civarları ve Kastamonu civarları umutlu grafit sahaları izlenimi vermişlerdir.
Ürünün Türkiye’de Bulunuş Şekilleri
Türkiye’deki hemen hemen bütün grafitler, dünyadaki “amorf” grafit sınıflamasına girmekte ve çoğu kayaç içerisinde dissemine halde dağılımı mikrokristalen özellikte oluşumlardır. Balıkesir Susurluk, İnebolu, Yozgat ve Adıyaman grafit oluşumlarının, Türkiye’nin en iyi grafitleşmiş karbonunu içeren bölgeler olduğu, Kütahya, Bandırma, Konya, Kastamonu ve Muğla’daki oluşumların da yer yer grafite varan özellikler gösteren fakat daha ziyade, “semigrafit” – “metaantrasit” özellikleri arasında geçişler gösteren olumlar olduğu, MTA Laboratuarlarında değişik zamanlarda yapılan analizler sonucu tespit edilmiştir. Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde görülen grafite benzer diğer oluşumlar ise, daha ziyade “meta antrasit” kömürleşme derecesindeki, organik maddenin nispeten daha az metamorfizme geçirmiş olduğu oluşumlardır.
Tüketim
Türkiyede grafiti ham olarak tüketen sanayii dalları kurşun kalem ve döküm sanayii’dir. Ayrıca boya yapımcıları da ithal grafit kullanmaktadırlar. Bunların dışında, demir ve çelik fabrikalarının kullandıkları büyük çaptaki hazır grafit elektrodları da dışarıdan satın alınmaktadır. Döküm sanayiinde kullanılan grafitte, % 60 – 70 oranında sabit karbon aranmaktadır. Gerek döküm, gerekse kalem sanayiinin istediği grafit türü, iç üretimle karşılanamadığı için, ithal edilmektedir. Ancak bazı pik dökümü yapan imalathaneler, Milas ve Kütahya yörelerindeki sabit karbonu hayli yüksekçe olan semigrafit – meta antrasit oluşumlarından taleplerini karşılayabilmektedirler. Bazı boya imalatçıları da aynı malzemeyi kullanmakta ise de, ürettikleri boya, yüksek ısılarda bozulabilmektedir. Ülkemizde önemli ölçüde kömür tozu da, bu oluşumlara karıştırılarak, bu alanlarda tüketilmekte, bunun da 12,000 tonu bulduğu iddia edilmektedir. Alüminyum sanayiinin petrol koku artıkları da, bir ara grafit yerine kullanılmıştır.
Mevcut Kapasiteler ve Kullanım oranları
Türkiye’nin grafit üretimi yönünden, dünya milletleri arasındaki yeri, önemli bir konum arz etmemektedir. Tüketiciler genellikle grafiti dışarıdan ithal etmektedir. Grafit olarak bir kapasiteden söz etmek zordur. Muğla – Milas amorf grafitinin yıllık üretim kapasitesi 5 – 6 bin ton civarında iken, şu anda üretim durma noktasındadır. 2000 yılında Kütahya – Altıntaş’ta bulunan kuruluşların tamamen üretimlerini durdurduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Bu tesislerdeki ürünün daha kaliteli olabilmesini sağlamak için yatırıma gereksinim vardır. Üretimde ana sorun ürünün meta antrasit ağırlıklı oluşu, ve de inorganik maddenin çoğunluğunun mikro oluşumlu kil boyutunda inorganik maddelerden meydana gelmesidir.
Kaynak: MTA