Defibrilatör Cihazı ve Çalışma Prensibi

Defibrilatör, fibrilasyona girmiş bir kalbin normal ritmini geri kazanabilmesi için kalbe kısa sureli yüksek değerde akım veren cihaz. Kısaca elektro şok cihazı olarak tanımlanabilir.

Defibrilatör

Cihaz Grubu: Kardiyoloji cihazları
Cihaz Adı: Defibrilatör cihazı
Kullanım Alanı: Kalbin elektriksel sinyallerini görüntüleme, durmuş veya durmakta olan kalpten belli bir süre ve belli bir miktarda elektrik akımı akıtarak (kalbe elektrik şoku uygulama) kalbi normal kardiyak ritmine kavuşturmak.
Kullanıldığı Yerler: Acil Servis, Kardiyoloji Servisi, Yoğun Bakım, Ameliyathane
Cihaz Bilgileri: Cihaz 220 V. 50 Hz şehir şebeke voltajı ve batarya ile çalışır. Batarya ile çalışabilmesi cihazın portatif olarak kullanılmasını sağlar. Şarjlı batarya ile en az 30 adet defibrilasyon yapılabilmektedir. Cihaz üzerinde EKG hasta kablosu, defibrilasyon pedalları bulunmaktadır.

Kullanım yeri ve amacına göre internal hasta kaşıkları ve pediatrik kaşıkları da bulunmaktadır. Cihaz EKG sinyallerini EKG kablosundan veya defibrilatör kaşıklarından alabilmektedir. Cihaz üzerindeki yazıcı her defibrilasyon sonrasında otomatik olarak kayıt yapmakta ve uygulanan enerji miktarı, tarih, saat vb. bilgiler kayıt altına alınmaktadır. Cihaz normal ve senkronize olarak defibrilasyon işlemi yapabilmektedir. Hastaya uygulanan enerji miktarı genellikle 20 Joule -400 Joule arasında seçilebilmektedir.

Defibrilatör Çalışma Prensibi

Defibrilatör prensip seması

Genel Bilgiler

Fibrilasyon

Kalbin yanlış zamanda uyarılması ve uyaran sinyallerin (aksiyon potansiyelleri) rasgele uyarımları sonucunda kalp kasları düzensiz ve normalden hızlı bir şekilde kasılmaya başlar. Sonuç olarak kalp, vücudun ihtiyaç duyduğu miktarda kanı pompalayamaz hale gelir. Kalbin girdiği bu duruma “fibrilasyon” adı verilir. 2 tip fibrilasyon vardır. Kulakçık (atrial) fibrilasyonu ve karıncık (ventriküler) fibrilasyonu.

Bunlardan ventriküler fibrilasyon daha tehlikeli olup, hemen müdahale edilmezse hastanın ölümüne sebep olabilir. Kalp girdiği bu durumdan vücudun geri besleme kontrol sistemleri vasıtasıyla kurtulamazsa, bu düzensiz kasılmaların durdurulup kalbin yeniden düzenli kasılmaya başlaması sağlanmalıdır. Bunun için, kalbe “karşı şok” adı verilen bir şok uygulanır. Bu işleme defibrilasyon, kullanılan cihaza ise defibrilatör adı verilir.

Defibrilasyon

Özel bir elektrik cihazı ile kalbe doğru akım vererek kalp kasındaki düzensiz titreşimleri giderip kalbin normal bir şekilde çalışmasını sağlamaya yönelik yaşam kurtaran bir işlemdir. Ventriküler fibrilasyon adı verilen, kalp kaslarındaki ölümcül kaotik elektriksel aktiviteye karşı monofazik 360 joule veya bifazik 150–360 joule ile tek deşarj doğru yeniden canlandırma teknikleri ile yüksek oranda sonuç verebilmektedir(Yazıda geçen enerji düzeyleri Avrupa Yeniden Canlandırma Konseyi ve Amerikan Kalp Derneği’nin son kılavuzundan, kanıta dayalı, bizzat denenmiş ve başarılı olmuş düzeylerdir). Bifazik defibrilatörler elektriksel boşalma sonrası belirli bir süre pozitif yönde, sonra da geri dönüp negatif yönde kalan mili sn. boyunca ilerleyen tipte akım üretirler. Ayrıca dalga formu büyüklük ve sürekliliğini ayarlayarak transtorasik empedans değişimlerine elektronik olarak karşı koyabilirler.

Kesikli eksponansiyel ve rektilineer dalga formu üreten çeşitleri vardır; ancak ilk faz ve ikinci faz en uygun süreleri, hangi tür vf’de hangi dalga formunun kullanılacağı vs. net olarak henüz bilinmemektedir. Kanıta dayalı çalışma yapmanın tahmin edeceğiniz üzere zor olduğu ve deney hayvanlarının göğüs empedanslarının bizimkilerden farklı olduğu da düşünülür ise bu konuda araştırılacak hayli nokta mevcuttur.

Uzun süreli vf’lerde ise bifazik dalga formlarının üstünlüğünün monofaziklere göre çok daha fazla olduğu gösterilmiş ve son yeniden canlandırma kılavuzlarında bu öneri yer almıştır. Şu anda en iyi enerji düzeyi hangisi bilinmediği için ventriküler fibrilasyona giren bir hastaya öneri olan 150- 360j bifazik düzeyden genelde 200j ile çakılmaktadır. Monofazikte ise zaten tek önerilen enerji düzeyi 360 j’dur.

Defibrilatörler, şebeke elektriğine güven olmadığından, içlerinde akü ile satılırlar. Elektrik şebekesine takılı olsalar dahi akü ile çalışırlar.

Defibrilatör Çeşitleri

Genel olarak üçe ayrılırlar:
– Pacemaker’lar gibi kalbe yerleştirilen ve gerektiği anda (otomatik olarak karar vermelerini sağlayan algılayıcıları vardır) şok veren tip. ( implantable cardioverter defibrilatör)
– Küçük kaşık seklinde iki elektrot kalbe dokundurularak şok veren tip. Tanımdan da anlaşılacağı üzere bunun kullanılabilmesi için kalbin açıkta olması gerekir, yani cerrahi bir müdahale sırasında kullanılır.
– Hepimizin de filmlerden, dizilerden, belki de gerçek hayattan bildiği vücut yüzeyine dokundurulan büyükçe elektrotlar vasıtasıyla şok veren tip.

Defibrilatör Nedir

Çalışma prensibi olarak hepsi de aynıdır, ama verilen akım miktarı değişiktir. Kalbe ne kadar yakından elektro şok uygulaması yapılırsa, uygulanması gereken akım değeri de o kadar küçük olur.

1960’lara kadar defibrilatörler AC enerjili tiptendi. AC enerji atrial fibrilasyonu giderirken, daha tehlikeli olan ventriküler fibrilasyona yol açabileceğinden bu tip defibrilatörler artık kullanılmamaktadır. 1960’lardan sonra DC defibrilatörler geliştirilmiştir.

Defibrilatörler, hastaya bağlanma şekline göre dış defibrilatörler veya iç (implant) defibrilatörler olmak üzere ikiye ayrılır. Hastaya aktarılan enerjinin dalga şekline göre ise; Lown, tek evre (monofazik), gecikmeli, trapezoidal (yamuk) ve iki evre (bifazik) dalga şekilli defrilatörler olarak adlandırılırlar.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

close

15 Bin Üyemize Katılın