İlk Kadın Makina Mühendisimiz Altan Edige

Mühendislik mesleğinde ilk olan kadınların toplum içinde özel bir yeri vardır. Bu kadınlar, karakterlerinde cesaret, yaratıcılık ve liderlik özelliklerini taşıyan mühendislerdir. Günümüzde bile kadınlar için uygun olmadığını düşünenlerin olduğu mühendislik mesleğine giren ilk kadınlar, geleceğin kadınlarına örnek olmuşlar ve aynı zamanda erkekler kadar başarılı olabileceklerini topluma göstermişlerdir. Cumhuriyetin ilanından sonra, profesyonel iş hayatına her konuda girmeleri için kadınlar teşvik edilmişler ve desteklenmişlerdir. İlk kadın mühendis Sabiha Rıfat, ilk elektromekanik mühendisi Nezihe Önay ve ilk makina mühendisi Altan Edige, kadın mühendislerin öncüleridir. Kadın mühendisler, önceleri işçiler arasında yadırganmış ama daha sonra “mühendis hanım” olarak saygı görmeye başlamışlar ve sayıları her geçen gün artmıştır.

Cumhuriyet döneminde mezun olan ilk kadın mühendis, Mühendislik Mektebinden 1933 yılında mezun olan Sabiha Rıfat Gürayman’dır[1]. İstanbul Kız Lisesini bitirdikten sonra 1927 yılında Mühendis Mektebine başvurmuştur. Okul idaresi tarafından Nafia Vekaletine yazılan yazıda, gündüzlü olarak Mektebe devam edebileceği belirtilmiştir. Sabiha Rıfat, gündüzlü olarak okula başlamış ve daha sonra yatılı olarak okumak için müracaat etmiş, fakat Müdüriyet tarafından yatılı olması kabul edilmemiştir[2]. 1933 yılında aynı sınıftaki Melek Erbul ile birlikte inşaat mühendisi olarak mezun olan Sabiha Rıfat, ilk Türk kadın mühendisi olarak bilinmektedir.

Türkiye’de Makine ve Elektrik Mühendisliği öğretimine, İstanbul Darülfünun’da, Ekim 1926’da açılan “Elektromekanik Enstitüsü”nde başlanmış ve elektromekanik şubesine, 1933 yılında kaydını yaptıran ilk kız öğrenci Nezihe Önyay olmuştur. Fen Fakültesi Elektromekanik Şubesi, 1935 yılında Yüksek Mühendis Mektebine devredildikten sonra, altı yıllık eğitimini tamamlayarak 15 Haziran 1939’da Yüksek Mühendis Mektebi Elektromekanik Şubesinden mezun olmuştur[3]. Şubat 1938‘de elektromekanik şubesi ikiye ayrılarak “Makine-Elektrik Şubesi” ile “Elektrik ve Muhabere Şubesi” kurulmuş ve bu şubeler ilk mezunlarını 1940’ta vermişlerdir. Buna göre, Nezihe Önyay’ın, şubeler ayrılmadan elektromekanik şubesinden mezun olduğu anlaşılmaktadır. Elektromekanik şubesinde, Matematik, Fizik, Kimya, Teknik Resim, Genel Mekanik, Uygulamalı Makina ve Denge, Tasarı Geometri, Teknoloji (Makina Elemanları), Cisimlerin Mukavemeti, Atölye, Dinamik ve Kinematik, Elektrokimya, Elektrik Ölçümü, Elektroteknik, Hidrolik, Isı Makinaları, Türbo Makinalar, Su Makinaları, Telgraf ve Telefonculuk dersleri okutuluyordu. Derslerin içeriğine bakıldığında makina mühendisliği ağırlıklı olduğu görülmektedir. Nezihe Önyay’a hem makina mühendisi hem de elektrik mühendisi denilebilir, fakat elektromekanik mühendisi olarak tanıtmak en doğrusudur.

Fahrunnisa Edige

Yüksek Mühendis Mektebi 1941’de çıkartılan yasa ile Nâfıa Vekâletinden alınarak Maarif Vekâletine bağlanır. Daha sonra, 24 Ağustos 1943 tarihinde Makine-Elektrik Şubesinin adı “Makine Şubesi” ve Elektrik ve Muhabere Şubesi’nin adı da “Elektrik Şubesi” olarak değiştirilir. Makine Şubesi’nin altında Makine, Tayyare ile Deniz İnşaat kolları ve Elektrik Şubesi’nin altında Elektrik ile Muhabere kolları açılır. Yüksek Mühendis Mektebi, 12 Temmuz 1944 tarihinde çıkartılan yasa ile İstanbul Teknik Üniversitesine dönüştürülür, İnşaat, Mimarlık, Makine ve Elektrik Fakülteleri oluşturulur[4]. Dolayısıyla, makina mühendisi diploması da 1944 yılından sonra verilmeye başlanmıştır.

Makina mühendisliği diplomasını Türkiye’de alan ilk kadın Altan Edige’dir. Kırım Türklerinden olan albay Şehabettin Edige ve Fatma Talat Edige’nin dört çocuklarının en küçüğü olan Altan, 15 Aralık 1927 yılında İstanbul Beşiktaş’ta doğar. Altan, ilk öğretimini Mimar Sinan (Tekirdağ) ilkokulunda tamamlar. Ortaokulu Isparta’da tamamladıktan sonra iki sene Alman lisesinde okur ve sonra Beyoğlu Kız Lisesine geçer[5].

Altan’ın abisi Orhan Edige Almanya’da mezun olan tekstil mühendisidir. Amcası Celalettin Edige, Sümerbank müdürlerinden mensucat mühendisidir ve merhum Sümerbank fabrikalarının oluşmasında büyük emeği geçmiştir. Ailede mühendis büyüklerin olması, Altan’a mühendisliği sevdirmiştir. Liseyi bitirdiği yıl, 15 Eylül 1947 tarihinde Teknik Üniversiteye girmek için başvurur ve üniversiteye başvuruş kâğıdında, öncelikle Makina Fakültesine girmek istediğini, şayet orada yer kalmazsa mimarlık veya elektrik fakültelerine girmek istediğini belirtir. Sınavı kazanır ve 1947–1948 öğretim yılında 2122 numara ile Makina Fakültesine kaydolur[6].

Fakülteye devam ederken, Şişli’de Uçak bölümü başkanı Prof. Kudret Mavitan ile aynı apartmanda oturmaktadırlar. 1949 yılı sonunda uçak şubesine geçmek için dilekçe verir. Fakat nedense sonradan Uçak şubesinden vazgeçer ve 18.4.1951 tarihinde yeniden dilekçe vererek “1949–1950 ders yılında isteğim ile uçak şubesine ayrıldım. Bu kere genel makina şubesine kati olarak devam etmek istiyorum. Bu hususta müsaadenin verilmesini saygılarımla rica ederim” diye yazar ve genel makina şubesinde devam eder[6].

Altan Edige Özgeçmiş

Öğrencilik döneminde tasarı geometri ve teknik resim gibi çizim derslerinde sınıfın başarılı öğrencilerindendir. Stajını Haliç tersanesinde tamamlar ve hava pompaları konusunda çalışma yapar. Temel mühendislik derslerinin yanı sıra, Buhar Makinaları, Buhar Türbinleri, Buhar Kazanları, Soğutma, Demiryolu İşletmesi, Fabrika Organizasyonu, Su Makinaları, Isıtma ve Havalandırma, Elektrikle Tahrik, Motor Tekniği, Aerodinamik ve Takım tezgâhları gibi derslerde başarılı olur.

Kendisi de Türkiye’de ilk mühendislerden olan Altan’ın ablası yüksek kimya mühendisi Fahrunnisa Edige Borchardt, Altan için, “Çok çalışkan acul biriydi. Yemek yapar, dikiş diker her iş elinden gelirdi. Aynı anda birkaç işle birden uğraşırdı. Ailece iskambil kağıdı oynardık. Altan’ın dizinde kitap, elinde yün işi ve iskambil kağıtları masanın üzerinde oyun oynardı” diyor[5].

Beş yıllık öğrenim süresince, arkadaşları arasındaki uyumlu tavrı ve çalışkanlığı ile sevilen ve sayılan bir kişi olur. 1953 öğrenci yıllığında[4], arkadaşları Altan Edige’nin aynı zamanda iyi bir ev kadını olduğunu yazarlar[7]. “Sınıfımızda cinsi latifin yegane temsilcisi ve üniversitemizin yetiştirdiği ilk kadın Makina Mühendisidir. Aynı zamanda numune bir ev kadını olduğunu, iki seneden beri sınıfta bizzat pişirdiği nefis sebze yemekleriyle ispat etmiştir. Bu sebeple sıhhatinin çok yerinde olduğu fark edilmektedir. Üç sene tayyareyle uçtuktan sonra bir tarlaya mecburî iniş yapmış ve orayı harap etmiştir. Bu tatlı kazadan sonra tayyare kısmını terkedip genel makinenin bağrına sığınmıştır. Son senelerde arkadaşlarına (AGA, Agop, Kugi) müstesna müsaade ile selâm verdiği müşahede edilmiştir. Eleklerindeki çengelli iğnelerin ne işe yaradığı tespit edilememiştir. Son zamanlarda çilingirliğe merak sarmış, acı kuvvetini Sacidin dolabında denemiştir

Altan Edige Diploma

Altan Edige, derslerini, atölye çalışmalarını ve stajını 1953 yılı Ekim ayında tamamlar. Makina Fakültesinden mezun olarak Türkiye’de “Yüksek Makina Mühendisi” unvanını alan ilk kadın olur. Bu tarihten sonra artık “mühendis hanım”dır.

Mezun olunca abisi ve amcasının etkisiyle olsa gerek, halıcılığın en zevkli numunelerinin dokunduğu, memleketimizin en eski ve en büyük halı fabrikası olan Kula Mensucat Fabrikasında çalışmaya başlar. Orada kendisi gibi mühendis olan Wilhelm Bosselmann ile tanışır ve 1956 yılında evlenirler[8]. Kula’dan sonra bir süre Adapazarı’nda çalıştıktan sonra eşiyle birlikte Batı Almanya’ya giderler ve Hamburg yakınlarındaki Ahrensburg şehrine yerleşirler.

Büyük önder Atatürk, 23 Mart 1923 günü Konya’da yaptığı konuşmada “Çok büyük şükranla görüyoruz ve görmekteyiz ki, her yerde hanımlarımız erkeklerle fikir ve nur yolunda müsabaka derecesine yürüyorlar. Yine şükranla ifade etmek lazımdır ki, hiçbir yerde kadınlarımız erkeklerden aşağıda değildir. Hemen her yerde kadın ve erkek seviyesi arasında bir denklik görmekteyiz. Bul hal şayan-ı iftihardır. Kadınlarımızın daha namüsait şartlar altında erkeklerden geri kalmayışı ve belki aynı şartlar altında erkeklerden ileri gidişi mucib-i mefharettir. Lakin kadınlarımız bununla mağrur olmalı değil, bilhassa münevver hanımlarımız ecnebilerin, düşmanların ve içimizdeki bedhahların kendilerine atf ve isnat etmek istedikleri gayri vaki ve gayri muhik noksanların hakikaten gayri varit ve gayri muhik olduğunu göstermek mecburiyetindedirler. Bunu fiilen, maddeten giyinişleriyle, tavrı hareketleri ile, her şeyleriyle izhar ve ispat eylemişlerdir” demektedir[9].

Altan Edige, Atatürk’ün sözlerini doğrulayarak, kadınların makina mühendislik alanında da erkekler kadar başarılı olabileceğini gösteren ilk kadın makine mühendisi olmuştur. Ne yazık ki, 1975 yılında büyük bir ameliyat geçirir ve kanser olduğu teşhis edilir. En verimli olduğu bir dönemde, çok sevdiği mühendislik mesleğini bırakmak zorunda kalır. Emekli olur ve 1977 yılında yakalandığı hastalığa yenik düşer.

Teşvik, destek ve yardımlarından dolayı Prof. Dr. Cahit Özgür’e, Sayın Fevziye Topçu’ya, Sayın Tanju Edige’ye ve Sayın Fahrunnisa Edige Borchardt’a teşekkür ederim.

Altan Edige

Kaynak: Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ
Kaynaklar:
[1] İstanbul Teknik Üniversitesi Arşivi, Dosya No. 20,Sıra No.8211 (2008).
[2] İstanbul Teknik Üniversitesi Arşivi, Dosya No. 54,Sıra No.8977 (2008).
[3] DÖLEN, Emre; İstanbul Darülfünunu Fen Fakültesi, Elektromekanik Enstitüsü (1926 1935), I.Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresi Bildirileri, s.114-154 (2001).
[4] ULUÇAY, Çağatay ve KARTEKİN, Enver, “Yüksek Mühendis Okulu”, İTÜ Kütüphanesi, Sayı:389, (1958).
[5] BORCHARDT, Fahrunnisa Edige, Özel Görüşme, İstanbul (2010).
[6] İTÜ Makina Fakültesi, Öğrenci Arşivi, Altan Edige Dosyası (1953).
[7] Makina Fakültesi 1953 Öğrenci Yıllığı, İstanbul (1953).
[8] EDİGE, Tanju, Özel Görüşme, İstanbul (2010).
[9] İNAN, Afet; “Tarih Boyunca Türk Kadınının Hak ve Görevleri”, Milli Eğitim Basımevi, s. 141, İstanbul (1975)

İlgili Yazılar

3 yorum

i.b.türer  -  23 Şubat 2019 / 21:41

Sn Modaratör,
Yazınızı heyecan ve hüzünle okudum ruhu şad olsun, genç mühendislere örnek olması dileği ile. Saygılarımla. 23/02/19

Merhabalar,
Bir çok kimsenin bilmediği ve tanıması için çaba sarfedilmediği bu dönemlerde, ülkemize hizmet etmiş, yurtdışında temsil etmiş ve mühendislerin yetişmesinde katkıda bulunmuş değerlerimizi Abdurrahman Hocamız gibi bizlere bu konuda ışık tutan yol gösteren meslektaşlarımız sayesinde tanınması ve ders çıkartılması için paylaşmaya çalışıyoruz. Umarım faydalı ve etkili olmuştur.
Saygılarımızla.

Ömer Onay  -  8 Mart 2023 / 14:51

Merhabalar. 8 Mart Dünya Emekçi Kasınlar Günü kapsamında Whatsapp üzerinden gelmiş bir link vasıtasıyla bu yazıyı okuma fırsatım oldu. Bu vesileyle İTÜ’de de hocam olmuş, çok değerli Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç hocamızı da rahmetle anmak istiyorum. Teşekkürlerimle…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

close

15 Bin Üyemize Katılın