Yerli Üretim, Ülkeleri Özgürleştirir

Ocak ayında Türkiye’nin dış ticaret açığı, 2016’nın aynı ayına göre yüzde 10,3 arttı. Türkiye’nin cari açık işlemler dengesi, 2.76 milyar dolar ‘açık’ ile 2017’ye başladı. 12 aylık cari işlemler açığı ise 33 milyar 163 milyon dolar olarak kayıtlara geçti.

Geçtiğimiz ay açıklanan 2016 Kasım dönemi işsizlik oranları 7 yılın tarihi seviyesine çıkarak yüzde 12.1 olarak gerçekleşmişti. Bu ay ise 2016 Aralık dönemi işsizlik oranları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1.9 artarak yüzde 12.7 olarak açıklandı. İşsizlik 7 yılın zirvesindeyken İşsiz sayısı 4 milyona yaklaştı. Veriye göre sanayide istihdam bir önceki yıla göre 51 bin, inşaat sektöründe istihdam ise 28 bin kişi azaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, enflasyon şubatta yüzde 0,81 artışla piyasa beklentisi olan yüzde 0,40’ın üzerinde gerçekleşirken, yıllık enflasyon yüzde 10,13 ile uzun bir aradan sonra ilk defa çift haneye çıktı. Ekonomistler, enflasyonun şubat ayında piyasa beklentisinin üzerinde artışla çift haneye çıkan enflasyonda, gıda, enerji fiyatları ile döviz kurundaki yükselişin etkili olduğunu belirtiyor.

Üretici kesim, bu tablonun iyileştirilmesi için en etkili çözümün yerli üretimin desteklenmesi olduğu konusunda hemfikir. Yerli üretimin desteklenmesi, Türkiye iklimlendirme sektörü için de büyük önem taşıyor. Fan mühendisliği üzerine bir ihtisas kuruluşu olan, fan üreticisi Aironn firması Yönetim Kurulu Başkanı Yasemin Akgül, yerli üretimin yeterli desteği görmediğini öne sürüyor. Akgül şunları söylüyor: “Türkiye’de ne yazık ki hâlâ yerli üretime güven konusunda tereddüt yaşanıyor. Oysa teklif istenen firmaların hepsinden aynı sertifikaları beyan etmeleri şart koşuluyor. Bu sertifikalar ise aynı uluslararası belgelendirme kuruluşlarından, aynı laboratuvarlarda, aynı testlerden geçerek alınıyor. Bu uluslararası kuruluşlar, daha düşük nitelikteki cihazlara da aynı belgeyi veriyor olsalar, kimse bu sertifikalara itibar etmez, olması gerekliliğini şart koşmazdı. Gereken tüm uluslararası sertifikasyona sahip olduğumuza göre, kalite algımızın ithal bir ürünün altında olmaması gerektiği açıktır. Üstelik cihaz teknik özellikleri incelendiğinde, bilakis açıkça üstün olduğu özellikleri de görülecektir. Bu rasyonel yönler, aslında alıcı tarafından algılanıyor ve takdir ediliyor ama ne yazık ki yerli ürünün, çok düşük fiyatla alımı isteniyor. Bir başka deyişle, yerli ürünün ithal ürün karşısında daha iyi kaliteye sahip olduğunu görseler bile, ithal ürünse yüksek kâr marjı ile satılmasına ses çıkarmazlarken yerli ürünse çok düşük kar marjı ile satılmasını istiyorlar. Bu yaklaşım, Türk mühendisliğini Ar-Ge’den, teknoloji geliştirmekten yoksun bırakır, üretici firmaların ve nihayetinde Türkiye sanayi yapısının güçlenmesini engeller. Yerli üretici; istihdamı büyütür, katma değerin ülkemizde kalmasını sağlar, ülke dışına döviz çıkışını ve dışa bağımlılığı azaltır, teknoloji geliştiren ve böylelikle katma değeri yüksek ürünler ihraç eden ülke olmamızı sağlar. Ayrıca yerli üretici sürekli yatırım yapmak durumundadır; Aironn örneğinden bakacak olursak; yeni fabrika, yeni üretim hattı, uluslararası geçerliliği olan AMCA/ANSI 250-12 ve AMCA/ANSI 210-07 standartlarına uygunluğu TÜV-SÜD tarafından da akredite edilen fan test laboratuvarı, düzenli yatırım geleneğinin adımları. Tüm bunlar, başkaları için de iş alanı oluşturuyor. Bu bir zincir, yerli üretim zincirleme iş alanı açılması demek. Ayrıca yerli üretici, 7/24 müşterisinin yanında. Proje tasarım sürecinden montajına, bakımına, yedek parça teminine kadar her noktada müşterisinin çözüm ortağı. Biz, her alanda yerli üretimimize sahip çıkmazsak, yerli üretimin ülkemizi geleceğe güçlü biçimde taşıyacağını görmezden gelirsek yerli firmamızın kalmadığı bir Türkiye ile karşı karşıya kalabiliriz. Unutulmamalıdır ki yerli üretim, ülkeleri özgürleştirir.”

Exit mobile version