Kaya Tuzu, Deniz Tuzu, Kaynak Tuzu ve Göl Tuzları

Kimya sanayinde çok geniş anlamda kullanılan tuz “NaCl” sembolü ile ifade edilmektedir. Kübik sistemde kristalleşen tuz, “Na” ve “Cl” iyonlarından oluşur, saf halde iken yaklaşık % 40 sodyum, % 60 klor’dan meydana gelir. Yüksek basınç altında plastik özellik gösteren tuzun sertliği 2-2,5 olup, özgül ağırlığı  2,1-2,55 gr/cm arasında değişir. Erime noktası 800 °C , kaynama noktası ise 1412 °C dır. Genellikle renksiz, üretildiği şekliyle rengi gri, sarı, kırmızı hatta mavi ve yeşil olabilir. Ekonomik bir değer taşıyan tuz kaynakları katı ve sıvı olarak ikiye ayrılmaktadır. Tuz sıvı halde denizlerde, göllerde, tuzlu su kaynaklarında ve tuzlu su kuyularında bulunmakta olup katı halde kaya tuzu şeklindedir.

Deniz Tuzları

Bitmez ve tükenmez tuz kaynağı olan denizler dünyamızın en büyük tuz rezervlerini oluşturmaktadır. Denizlerdeki tuzluluk derecesi, tatlı su alıp almadıklarına, coğrafik durumlarına ve iklim koşullarına göre değişiklik gösterir.

Kaya Tuzları

Yeraltında az veya çok derinlerden katı halde elde edilen tuz kaya tuzu olarak tanımlanır. Kaya tuzu yatakları, jeolojik devirlerde buharlaşma sonucu denizlerin ya da kapalı iç havzaların kuruması ile oluşmuştur. Değişik devirlerde ülkemizin birçok yöresinde bu şekilde oluşan kaya tuzu yatakları mevcuttur. Kaya tuzları deniz tuzlarının aksine bileşimlerine giren yabancı maddelerin oranları bakımından büyük değişiklikler gösterirler. Özellikle saflık oranları her maden için ayrı olabileceği gibi aynı madenden alınan çeşitli numuneler de çok büyük farklılıklar gösterebilir. Kaya tuzlarındaki yabancı maddeler ve kil, tuza değişik renkler verir. Genellikle gri, siyaha yakın kil renginde olan kaya tuzu, nadiren beyaz, şeffaf beyaz olarak bulunur. Yurdumuzda kaya tuzu madenleri genellikle gri renkte olup, bir kısmı da siyaha yakın renktedir.

 

Kaynak Tuzları

Karalarda kaya tuzları dışında suyu az veya çok tuz içeren akarsular, kuyular, kaynaklar ve göller de vardır. Genel olarak bunların kaynağı kaya tuzlarıdır. Yeraltı sularının akıntıları bir kaya tuzu tabakasından geçerken, tuzların bir kısmını eriterek kendi bünyesine almakta, kuyu ve derecikler halinde yeryüzüne çıkarmaktadır. Bu suların içerdiği NaCl oranı, tatlı suyun tuz tabakasıyla temas süresi ve şiddeti ile orantılı şekilde az veya çok olmaktadır.

Göl Tuzları

Tuz göllerinin bir kısmı eski iç deniz kalıntıları olabileceği gibi bazıları da geniş yer çöküntülerinde, civar bölgelerdeki kaya tuzlarından geçerek, bu çukurlarda toplanan tuzlu sulardan meydana gelmiş olabilir. Tuzlu su gölleri ile tuzlu su kaynakları ve kuyularına hemen her ülkede rastlanmaktadır. Yurdumuzda bulunan Tuz Gölü de en önemli tuz göllerinden biridir. Bu göllerden alınan tuz hemen hemen saf bir şekilde bulunur.

Tuz Üretimi

Türkiye’de ham tuz üretimi 4 değişik doğal kaynak kullanarak yapılmaktadır. Bunlar;

  1. Deniz suyundan tuz üretimi
  2. Göl suyundan tuz üretimi
  3. Kaya (Yeraltı Madenciliği) yöntemiyle tuz üretimi
  4. Kaynak (Yeraltı) suyundan tuz üretimi

Deniz ve göl tuzu üretim yöntemi rüzgar ve güneş ışınlarının etkisi ile tabii buharlaşmadır. Kaya Tuzu üretim sistemi oda-topuk yöntemidir. Kaynak tuzu ise tuzlu su kaynaklardaki suyun buharlaşma ve kristalleşme havuzlarında bome dereceleri yükseltilmesi yöntemiyle elde edilmektedir.

Deniz, Göl, Kaynak Tuzu Üretimi

Yurdumuzda deniz suyundan tuz üretimi İzmir / Çamaltı ve Balıkesir / Ayvalık Tuzlalarında yapılmaktadır. Üretim; iklim koşullarına bağlı olarak Solar Evaporasyon yöntemiyle temin edilmektedir. Denizden Evaparosyon havuzlarına su basma işlemi Mart ayında başlar. Mevsime göre 2-2,5 veya 4,5-5 bomede olan bu sular havuzlarda güneş tesiriyle buharlaştırılarak 6 bomeye getirilir. Bu sular soğuk su yedeği adı verilen bir sonraki havuzlara gönderilir. Soğuk su yedeği havuzlarına gelen sular bu havuzlarda 6-9 bome arasında tutulur. Bekleme sırasında CaCO3, Fe2O3 gibi yabancı maddeler dibe çökertilir. Sonra bu sular sıra ile yedek su havuzlarına gönderilir. Her birinde sıra ile 9-13 bome, 13-17 bome ve 17-20 bome ‘ye gelinceye kadar bekletilir. Bu havuzlarda CaSO4 çöker, yoğunlukları 20 bomeye kadar artan bu sular sıcak su havuzlarına gönderilir ve burada 25 bomeye gelinceye kadar bekletilir. Sıcak su havuzları, kristalizasyon havuzlarının ana çözelti kaynağı durumundadır. Bu işlem üretim sonuna kadar tekrar edilerek yaklaşık 18-20 cm kalınlığında tuz elde edilebilir.

Kaya Tuzu Üretimi

Ülkemizde beş kaya tuzlasında kapalı madencilik yöntemiyle tuz üretimi yapılmaktadır. Üretim yöntemi oda topuk olup, kullanılan teknoloji çok eskidir. Oda ve topuk’ların boyutu iş emniyeti ve cevherin ekonomik bir şekilde kazanılması için 10×10 ve 8×8 m boyutlarında bırakılmıştır. Yükseklik ise 6 metredir. Göl Tuzlalarımızda talebi karşılayacak kadar üretim yapıldığından işletmeciliği daha masraflı bulunan maden Tuzlalarımıza kapasite arttırıcı yatırım götürülmesi şimdilik düşünülmemektedir. Üretilen kaya tuzunun %95’inden fazlası kimya sanayinde ve %3’üde sofra tuzu olarak kullanılmaktadır. Kaya tuzu en fazla tüketimi kireçtaşı ile işlenmesinden elde edilen Na2CO3 bileşimli ‘Soda Külü’ yapımında gerçekleşmektedir. Ayrıca kömürlerden kükürdün temizlenmesi, seramik yapımı, tarım ilaçları, alçı yapımı ve zeolitlerin yeniden kullanılır hale getirilmesi gibi alanlarda kaya tuzundan faydanılmaktadır. Türkiye’de tuz üretiminin %28’i İzmir-Çamaltı’nda deniz suyundan, %64’ü Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve Palas Gölü’nden, kalanı da kaya tuzu yataklarından yapılmaktadır. Türkiye’de önemli kaya tuzu yatakları Çankırı, Nevşehir-Gülşehir ve Yozgat-Sekili’de bulunmaktadır.

Exit mobile version