Hedef, Karbondioksit Emisyonlarını Sıfıra İndirme. Çalışmaları ve ürünleriyle çevreye verdiği önemi her koşulda dile getiren Daikin, yayınladığı 2018 sürdürülebilirlik raporuyla geleceğini şimdiden planlıyor. Dünyanın en saygın referans kurum ve kuruluşlarının hazırladığı verilerden yola çıkarak hazırlanan rapor, 2050 yılına gelindiğinde dünyanın iklim, enerji, nüfus gibi konularda hangi durumda olacağını çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor. Japonya’da geçtiğimiz ay yayınlanan rapor, dünyanın 30 yıl sonrasına ayna tutarken, Daikin’in bu süreçte nasıl bir yol haritası izleyeceğini de detaylarıyla anlatıyor. Raporda, sürdürdüğü işlerle küresel ortam arasındaki ilişkilerin yanı sıra mevcut sosyal senaryoları da dikkate alan Daikin’in uzun vadeli bir plan çerçevesinde en büyük hedefinin çözüm ve ürünleriyle karbondioksit emisyonunu sıfıra indirme hedefinin altı çiziliyor.
İklimlendirme sektörünün öncü şirketi Daikin, çevreci buluşlarıyla ve yaklaşımıyla da sektörün çıtasını yukarı taşımaya devam ediyor. İnovatif çalışmalarıyla her fırsatta çevreci bir duruş sergileyen Daikin, geçtiğimiz ay yayınladığı 2018 Sürdürülebilirlik raporuyla geleceğini şimdiden planlıyor. Birleşmiş Milletler, Uluslararası Enerji Kurumu (IEA), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi dünyanın en önemli kurum ve kuruluşlarının verileriyle hazırlanan raporda çarpıcı rakamlar dikkat çekiyor. 2050 yılında dünya nüfusunun 9.8 milyara ulaşacağı tahmininin yer aldığı raporda kentlerde yaşayanların bu tarihte yüzde 70’e ulaşacağı öngörülüyor. Dünya atık üretiminin 22.3 milyar tona ulaşacağı 2050 yılında altın, gümüş, bronz, kurşun ve çinko gibi kaynaklara olan ihtiyacın rezervlerin birkaç katı fazlasıyla telaffuz edileceği tahmini de yer buluyor. Raporda iklim değişikliği ve atmosferik kirlilik konuları da önemli başlıklar arasında yer alıyor. Sera gazları emisyonlarının 2010 yılındaki miktara göre yüzde 50 oranında daha yüksek olacağı 2050 yılında, sıcak çarpması, bulaşıcı hastalık ve diğer hastalık risklerinde artış gerçekleşeceğinin altının çizildiği raporda atmosferik kirliliğe bağlı olarak yaşanan ölümlerin 4 milyon kişiyi bulabileceği kaydediliyor. Ormanların geleceğinin tehlike altında olduğu, 2050 yılına gelindiğinde dünya yağmur ormanlarının 2000 yılına göre 7’de 1’inin yok olacağı bilgisi veriliyor.
Bütün bunların yanı sıra her yıl dünyada 45 milyon yeni elektrik abonesinin devreye gireceği, klimalı bina sayısının ise günümüze kıyasla 3.5 kat artış göstererek yaklaşık 5.6 milyar binaya ulaşacağı tahminlerinin yer aldığı raporda 2050 yılına gelindiğinde enerji talebinde 2010 yılına oranla yüzde 80 artış yaşanacağı öngörülüyor.
Yaklaşık 30 yıl sonrasının gözler önüne serildiği bu karamsar tabloyu baz alan Daikin, kendi projeksiyonunu oluşturarak, kurum değerleriyle örtüşen bir yol haritası hazırladığını deklare etti. Çevre faktörüne verdiği önemi her fırsatta dile getiren Daikin, ticari risk ve fırsatlara dayalı olarak bu yönde nasıl ilerlemesi gerektiğini belirledi. Cihazlarda kullanılan soğutucu gazları geliştirmeyi ve geri dönüşümlerini sağlamayı planlayan Daikin, buna paralel olarak nesnelerin İnterneti ve yapay zeka teknolojilerinden faydalanarak karbondioksiti minimize eden ürün ve çözümler yaratmayı öncelik haline getiriyor. Bütün bunların sonucunda ise karbondioksit emisyonlarını sıfıra indirmeyi hedefliyor.
Daikin, Nasıl İlerleyecek?
İklimlendirme sektörü; konusu ve çözümleri itibariyle ürünlerin kullanımından kaynaklanan karbondioksit (CO2) emisyonuna neden oluyor. Azalan hava kalitesi toplumsal kesimde talepler yaratıyor. Mevcut soğutucu akışkanlar ve yanma gazı ısısı konularında daha sıkı kısıtlamalar, inovatif ve çevreci çözümlerin gerekliliğini artırıyor. Elektrik enerjisindeki artan talep, daha sıkı enerji kısıtlamalarının yanı sıra enerji açısından daha verimli ürünler için yüksek beklentiler oluşturuyor. Daikin, yüksek teknolojisi, bilgi kaynakları, güçlü küresel ağı, konusunda uzman çalışanları ve önemsediği toplumsal ilişkileri nedeniyle sahip olduğu bu büyük avantajı önümüzdeki yıllarda da en etkin biçimde kullanarak ilerlemesini ve liderliğini sürdürmeyi planlıyor. ‘2050’ye İlk Adım’ ya da ‘Fusion 20 Temaları’ olarak da adlandırabilecek başlıklar belirleyen Daikin, dünyanın gelecekteki çevresel sorunlarına kendi alanında üç ana platformda yanıt verecek.
Ürünler Yoluyla
Bunun için yüksek çevre performansına sahip ürün ve hizmetler oluşturmanın ön şart olduğunu savunan Daikin, inverter ve diğer teknolojilerle enerji verimliliğinin teşvikini sağlamayı hedefliyor. Daha düşük küresel ısınma potansiyeline sahip R-32 ve diğer soğutucu akışkanların benimsenmesinin önemini bilen Daikin, yeni nesil soğutucu akışkanların geliştirilmesi, ısı pompalı ısıtıcıların benimsenmesi yolunda çalışmalarına devam edecek. Malzeme tedarikinden atılmasına veya geri dönüşüme kadarki tüm yaşam döngüsü boyunca çevresel etkinin azaltılması ve malzeme geliştirme konularında da etkin rol oynayacak.
Çözümler Yoluyla
Daikin, çevresel çözümler oluşturulması konusunda öncülük etmeye devam edecek. Klimalar ve çevre ekipmanlarını, binaları ve yenilenebilir enerjiyi bir sistem ile birleştirerek enerji yönetimini sağlamayı hedefliyor. Piyasada kullanımda olan soğutucu akışkanların tekrar kazanılması ve geri dönüşümünü de bu başlık altında inceliyor.
Hava Mühendisliği
Hava değerinin oluşturulmasının değerini bilen Daikin, bu alanda da çalışmalarına hız veriyor. Bunun için insan hayatını PM2.5 ve VOC gibi hava kirleticilerine karşı koruyan hava mühendisliğinin yapılmasının şart olduğunu düşünüyor. Hava kalitesinin önemine inanan Daikin, yüksek verimlilik sağlayan ofis ortamları ve uyuma kalitesini üst düzeye çıkaran ev ortamları için hava yoluyla katma değerli çalışmalar yapmak üzere hareket ediyor.