Makina Mühendisleri Odası tarafından Antalya Şube yürütücülüğünde düzenlenen Antalya İklimlendirme Sempozyumu – İklim 2017, 15-16 Aralık 2017 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirildi.
Oda Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Odabaşı, Odamız Antalya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Hamamcıoğlu, Antalya Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda davetlinin katılım sağladığı Sempozyum iki gün sürdü.
Antalya İklimlendirme Sempozyumu’nun açış konuşmasını gerçekleştiren Oda Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Odabaşı tüm katılımcıları selamlayarak başladığı konuşmasında şunları söyledi:
“Sayın Konuklar, Değerli Katılımcılar,
Sevgili Basın Mensupları,
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Odamız uzmanlık alanlarımızla ilgili tüm dallarda olduğu gibi, iklimlendirme alanında da geliştirici çalışmalara katkıda bulunmayı önemli görevlerinden biri olarak benimsemiştir. Bu kapsamda tesisat mühendisliği alanındaki gelişmeleri 24 yıldır düzenlediğimiz Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongreleri ile irdeleyen Odamız, 2005 yılından sonra da Ulusal İklimlendirme Kongreleri düzenlemiştir. İklimlendirme ile bağı bulunan enerji verimliliği, güneş enerjisi sistemleri, doğalgaz, yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları, LPG-CNG gibi birçok konuda da etkinlik düzenledik.
Bu çabalarımızı, bu Sempozyum ile sürdüren Antalya Şube Yönetim Kurulumuzu kutluyoruz.
Bu etkinliklerimizde özetle, meslektaşlarımızın çıkarları, tesisat mühendisliği alanında uzman mühendislik, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji uygulamaları, imar mevzuatı, yapı denetimi, disiplinler arası işbirliği, mesleki akreditasyon, tesisat mühendisliğinde personel belgelendirmesi, AB teknik mevzuatı, Ar-Ge çalışmaları, doğalgazın verimli-güvenli kullanımı, jeotermal ve rüzgar enerjisi teknolojilerindeki son yenilikler, hastane ve ameliyathanelerde klima–havalandırma sistemlerinin uluslararası standartlara ulaştırılması ve denetimi gibi halk sağlığını, ülke ekonomisini ve ekolojik dengeyi yakından ilgilendiren birçok konu ele alınarak yaşama geçirilmesine önemli katkılar sunulmuştur. Bu etkinliklerde paylaşılan bilgi ve teknoloji, meslek alanımızın ve sektörün gelişmesine, bu sempozyumun ana teması olan “İklimlendirme 5. Mevsim” esprisine uygun olarak, halkımızın daha sağlıklı, planlı, güvenli, temiz mekânlarda ve kentlerde yaşamasını amaçlamaktadır.
Ayrıca Odamızda İklimlendirme sistem ve tesisatlarını da barındıran mekanik tesisat hizmetlerine yönelik olarak birçok çalışma yürütülmektedir. Sürekli eğitim ilkesi çerçevesinde, ülke geneline yayılmış Meslek İçi Eğitim Merkezleri kanalı ile 1998’den bu yana açılan kurslarda üyelerimiz Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliğimiz uyarınca belgelendirilmektedir. Bu çalışmanın Akredite Personel Belgelendirme Kuruluşumuz tarafından yürütüldüğünü belirtmek isterim. İklimlendirme dahil eğitim verdiğimiz alanlara ilişkin eğitim ve uygulama kitapları hazırlanarak üyelerimizin kullanımına sunulmakta ve büyük çoğunluğu üniversitelerimizde kaynak kitap olarak gösterilmektedir.
İklimlendirme cihaz ve sistemleri, endüstride, binalarda, otomobillerde, tarımda, sağlık sektörü ve daha birçok alanda yaygın bir şekilde kullanılmakta ve uygulama alanları gün geçtikçe artmaktadır. Ürün tasarımından imalata, satış hizmetleri, kullanım alanlarına ilişkin projelendirme hizmetleri, cihaz ve sistemlerin montaj, işletmeye alma, test, kontrol, kabul, işletme ve bakım aşamalarına kadar sürecin her noktasında makina mühendisleri görev yapmaktadır. Dolayısıyla sektörün geliştirilmesi ve korunması bizler için özel bir önem taşımaktadır. Ancak ülkemizde iklimlendirme cihazları sektörü kararlı bir gelişme çizgisi gösterememiştir. Planlı sanayi politikalarının olmaması, tutarsız ihracat politikaları, yatırım malları ithalatında korumacılık faktörüne öncelik verilmemesi bu durumun nedenleri arasındadır.
Isıtma, soğutma, havalandırma, klima, tesisat sistem ve elemanlarından oluşan iklimlendirme sektörünün mevcut durumuna baktığımızda, sektörün yaklaşık olarak yüzde 80-83’ünün KOBİ niteliğindeki işletmelerden oluştuğunu görüyoruz. Sektörün üretim değeri 2016 yılında 8,6 milyar TL, katma değeri 2,3 milyar TL’dir. Üretimin imalat sanayi içindeki payı yüzde 1,8’dir. 2016 yılı sektör ithalatı 4,4 milyar TL, ihracatı 2,8 milyar TL; ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 69,5 olmuştur. Hammaddede dışa bağımlılık oranı yüzde 30,2’dir. Yüzde 25,1 oranındaki katma-değer düzeyi düşüktür.
GSMH içinde yüzde 1 olan Ar-Ge ve inovasyon altyapısının gelişmemiş olması, ara mal üretimindeki yetersizlik, ara mesleki eleman ihtiyacı, markalaşma ve patent sayısındaki düşük düzey, kayıt dışı oranının yüksek olması, haksız rekabet, üniversite-sanayi işbirliğinin koordinasyonu ve ortak çalışmaların yeterli olmaması, sektörün başlıca sorunları arasındadır. Bu noktada ülkemizin kaynaklarının ve üretim potansiyelinin küresel güçlerin baskısından bağımsız bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini söylemeliyim. Bilimi ve teknolojiyi esas alan, Ar-Ge teşviklerinde ülkemiz insan gücüne ağırlık veren, yerli yatırımcıyı özendiren ve koruyan, devletin ekonomideki yönlendiriciliğini toplumsal yararı gözeterek uygulayan, dış girdilere bağımlı olmayan, sosyal hukuk devlet anlayışı temelinde istihdam odaklı ve planlı bir kalkınmayı öngören politikalar gerekmektedir.
Son olarak sempozyuma katkıda bulunan kurum ve kuruluşlara, oturumlarda bildiri ve görüş sunacak konuşmacılara, tüm izleyicilere, Antalya Şube Başkanı, Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve çalışanlarına Oda Yönetim Kurulu adına içtenlikle teşekkür ediyor, sempozyumun başarılı geçmesini diliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum.”
‘İklimlendirme ile 5. Mevsim’ temasıyla düzenlenen Antalya İklimlendirme Sempozyumu – İklim 2017 iki gün sürerken, Sempozyum’da toplam 27 bildiri sunuldu.